Dünyanın En Büyük Savaşçısı Akhilleus Kimdi?

Dünyanın En Büyük Savaşçısı Akhilleus Kimdi?

Fransızca’da Aşil olarak telaffuz edilen, Yunanca orijinal haliyle Akhilleus, tanrıça yani ölümsüz bir anne ile yarı tanrı ölümlü bir kral babadan dünyaya gelmiştir. Su tanrıçası Thetis ile Kral Peleus’un oğlu olan Akhilleus ya da Aşil, Homeros’un İlyada adlı eserinde Achilles olarak geçer. Truva prensi Hektor onun ağabeyiydi.

Yunan mitolojisinin bu en önemli kahramanlarından birisi olan Akhilleus dünyanın en büyük savaşçısı olarak bilinir. Truva Savaşı’nda adı çok sık olarak geçen büyük savaşçı Aşil, bir tıp terimine de isim vermiştir.

Akhilleus hakkında birden çok efsane vardır. Bir efsaneye göre Thetis, oğlu Aşil’i kutsal nehir Styx’te yıkarken ölümsüz kılmak için topuğundan tutarak suya daldırır. Bu nehrin suları yenilmezlik ve ölümsüzlük veren özelliktedir.

Nehrin kutsal sularında yıkanan Aşil’e kılıç işlemez. Yani vücudu ölümsüz hale gelir. Sadece bir yer hariç.

Annesi onu nehre daldırırken topuğundan tuttuğu için orası suya temas etmez ve Aşil sadece topuğundan vurulduğunda ölecektir ve öyle de olur. İşte tıpta bu bölgeye “aşil tendonu” denmektedir.

Aşil, Helen’i geri almak için yola düşer. Helen uğruna çıkan Troya Savaşı’nda Truvalı Prens Paris tarafından sol topuğundan okla vurularak öldürülür.

Truva atları ile ünlü efsanevi Troia ya da halk arasında kullanılan yaygın şekliyle Truva Savaşı, aslında bir güzellik yarışması ile başlar.

Ölümlü Peleus ile deniz tanrıçası Thetis’in düğününe nifak tanrıçası Eris çağrılmaz. Bu duruma içerleyen Eris, üzerinde “en güzeline” yazan bir elmayı ortaya atar.

Hera, Athena ve Aphrodite bunu kendi üzerlerine alınır. Aralarında şiddetli bir çekişme başlar. Zeus’un hakemliğine ihtiyaç vardır.

Tanrı Zeus böyle bir çekişmenin içinde yer almak istemez ve bu vazifeyi İda Dağı’nda çobanlık yapan ama gerçekte Troya prensi olan Paris’e verir. Bunun üzerine üç tanrıça birinci olabilmek için Paris’e çeşitli vaatlerde bulunur.

Hera Asya Krallığını, Athena sonsuz bilgi ve aklı, Aphrodite ise dünyanın en güzel kadını olan Spartalı Helen’in aşkını vadeder. Paris seçimini Helene yani Aphrodite’den yana kullanır ve onu kaçırır. Bu olay ile Troya Savaşı başlamış olur.

Akhilleus’un eğitimi için bir kentaur yani yarı at yarı insan olan Kheiron görevlendirilir. Akhilleus, Kheiron tarafından savaş sanatı, at binme, hitabet, koşu, müzik gibi dallarda eğitilir. Akhilleus aldığı bu eğitimler sayesinde küçücükken bile en ağır savaş aletlerini, kılıç ve silahları kaldırabilecek tekniğe hakim olur.

Efsanevi Akhilleus’un Efsanevi Ölümü

Kardeşi, Akhilleus tarafından öldürülen Polyksena, bu güçlü savaşçıya diş biler ve onun ölümsüzlük sırrını öğrenir. Akhilleus ise Polyksena’ya aşıktır ve onun istediği şekilde silahsız ve çıplak ayakla Thymbralı Apollon Tapınağı’na gelir.

Tapınakta Deiphobos tarafından selamlanan ve sevgi gösterisiyle karşılanan Akhilleus, bir tanrı heykelinin ardına gizlenmiş olan Paris tarafından topuğundan vurularak yaralanır ve kısa bir süre içerisinde de ölür.       

Troya Savaşı kahramanlarından Aşil’in heykel örneğini Müzedenal.com aracılığı ile satın alarak bu çarpıcı mitolojiyi her an anımsayabilirsiniz.        

MÜZEDENAL BLOG

Aşk Okunu Atan Eros’un Mitolojik Hikayesi

Sırada Yunan mitolojisi içerisinde yer alan Pagan tanrılarından adı daima aşkla anılan Eros’un hikayesi var..

Yunan mitolojisinde aşk ve şehvet tanrısı olan Eros, güzellik ve aşk tanrıçası Afrodit’in oğludur.

Tutkulu aşkın sembolü olan Eros, ilk görüşte aşkı, yıldırım aşkını ifade eder. Eros’un elinde ve yanı başında sıkça gördüğümüz flüt, lir, horoz, gül ve yunus gibi figürler onun sembolleridir.  

Eros elindeki ok ve yayla, bazen de meşale ile aşk ateşini sadece ölümsüzlerin değil ölümlülerin de kalbine saplar. Eros’tan gelen okla ilk gördüğüne aşık olmayacak bir ölümsüz ve ölümlü yoktur.

Olympos Tanrıçalarının Kraliçesi Hera’nın Hikayesi

Yunan mitolojisinde tanrıçaların kraliçesi olarak bilinen Hera, baş tanrı Zeus’un karısıdır. Zeus ile Hera aynı zamanda Kronos ve Rhea’dan doğan iki öz kardeştir. Zeus, babası Kronos ile yaptığı çetin savaşı kazanarak diğer kardeşlerini Kronos’tan kurtarır ve Hera ile evlenerek tanrılar panteonunda hakimiyetini ilan eder.

Roma mitolojisinde Juno olarak bilinen tanrıça Hera, Olymposlu tanrıçalar arasında ece yani kraliçe vasfına sahipti. Evlilik ve doğum gibi tüm kadınsal dinamiklerden sorumlu olan Hera, evliliklerin koruyucu tanrıçası olarak bilinir. İnek gözlü ve beyaz kollu Hera olarak da tasvir edilen tanrıça, mitolojideki en güçlü ve sözü geçen tanrıça vasfına sahiptir. Apfrodite’den sonra en güzel ikinci tanrıça olsa da Zeus’a asla ihanet etmemiş ve ona daima sadık kalmıştır.   

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.